1.6.09

Gulyabani


http://www.myspace.com/gulyabani

DOKUZ SEKİZLİK CANAVAR

Zen ve Nekropsi gibi gruplarla başlayıp, BabaZula ve Replikas gibi isimlerle evrilen ve yakın dönemlerde ülkemizdeki bazı dergi ve mekanların itelemesi sayesinde iyice "ayyuka" çıkan, Türk alternatif müzik sahnesindeki “psychedelic oriented” rock müzik olarak adlandırabileceğimiz janr ve bu janra duyulan ilgi; yavaş yavaş, serptiği tohumların ürünlerini almaya başladı. Keza bu durum, kendi içinde bir bütünlük oluşturmaktan pek uzak olan Türk rock müzik sahnesi için oldukça olumlu sayılabilecek bir durum. Tutturulan bu maya, kendini, kendi gücüyle besleyerek bir sonraki aşamasına doğru ilerlemeye başladı; ve başta saydığımız gruplar zaten şimdiden kült mertebesine erişmeye başladılar.
Gûlyabani de, geleneksel Anadolu kültüründen beslenip, bunu rock müziğin, çizgileri az çok belirlenmiş olan formatı ile birleştiren ve “derdini” anlatmayı bir şekilde becerebilen bir grup. Bazı grupların doğası, müziklerini dinler dinlemez anlaşılır, ve fikri ile zikri bir olan gruplar genelde emsallerinden sıyrılır; Gulyabani de böyle bir grup. Müzisyenliklerinin mayasında, bu gamlardan, bu ritmlerden ve bu “dert”ten vücuda gelen bir tad olduğu belli. Bildikleri gibi, ve daha önemlisi yapmak istedikleri gibi bir iş çıkardıkları anlaşılıyor. Şarkı sözlerindeki karanlık ve içe dönük hal, dinleyenin kafasında, zaman zaman oldukça hareketli olan müzikleri ile bir ikirciklilik yaratıyor fakat onlar, bu zor durumu avantaja çevirmeyi bilmişler. Özellikle “Kuyu” ve diğer bazı şarkılarında, bunu daha net görebilmek mümkün. Kayıtlarındaki temiz ve stabil standartlar da, müziklerinin dinlenebirliği konusunda grubun başka bir artısı.
Akay Taşkıntuna, Umut İsan, Olcay Aydemir ve Bora Yıldız'dan oluşan bu dört kollu, ehlileştirilmiş Gûlyabani, daha uzunca süre bu topraklara ve bizlere dair şarkılar söylemeye ve şaşırtmaya devam edecek gibi: Şimdiden tanışın ki, karşılaştığınızda korkmayın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder